Gecenin Yağmuru – 3. Bölüm (Yuğata Diyarı) < Bir Anime Senaryosu >

Gecenin Yağmuru – 3. Bölüm (Yuğata Diyarı) < Bir Anime Senaryosu >

 – Ne ne be..ben öldüm mü şimdi ? dedi üzerini yoklayarak.
 
 – Hıh.
 
 – Peki peki bu beden ne böyle ? Tamamen canlı hissediyorum.
 
 – Evet. Dünyadaki hayatlarımız ruh ve bedenlerden oluşur. Ruhun bedenle bir olduğu yer dünyadır. Sonraki diyarlarda ise ruhun yaşamı gerçekleşir. Yani dünyada bedenin öldüğünde dünyaya veda edersin. Ama ruhun öldüğünde artık herşey biter.
 
 – Ama ama.. Ne yapacağım şimdi ya. Olamaz olamazz.
 
 – Hahahaha… Demek hafızanı kaybetmene rağmen öldüğün durumun korkunç geliyor. Bak çocuk sana bir teklifim var. Sana 3 kağıt sunacağım. Bu silahlardan birinde silah ve ekipman, diğerinde eğitim, sonuncusunda ise Ticaret yazıyor. Seç birini bundan sonrasında şansın konuşacak.
 
  Ölüm konusunun şaşkınlığıyla ilk kez bir şey sormadan dediğini yaptı ve kağıt çekti.
 
 – Şanslı çıktın çocuk. Eğitim çıktı. Bir süre daha yanımda kalabilirsin. Zaten gidecek başka bir yerinde yok. Sana nasıl kılıç, kalkan ve yay kullanacağını öğreteceğim. Öncelikle sana söylemek istediklerim var. Yuğata’ da yani bu diyarda kazandığın senindir. Yani bir hayvanı dahi yensen ondan istediğini alabilirsin. Bu diyarda tanık olmadığın birçok yaratıklar var. Bu canavarların vahşileri ve uysal olanları var. Bu yaratıklar dünyadan bazı sebeplerden dolayı artık bu dünyaya gelen duygular, inançlar, nefret sevgi , bağlılık gibi şeyler barındırlar. Yani onlarda burada bir görülebilir ruh halini almışlardır. Bu yaratıklar karakteristik özelliklerine göre sana silah ekipman yiyecek veya giyecek gibi şeyler kazandırlar. Ama kolay değil. Yuğata Diyarı acımasızdır.
 
 – Oofff Çok sıkıcısın dayı. Bunların hepsi çok ağır geliyor. Ne dediğini anlamıyorum.
 
 – Anlayamazsın.. Beni en büyük çeken motorun köpürtmesi.. Ahh ne diyorum ben.
 

 Bunu duyunca “Sendemi dayı pff” diye dışarı çıktı Gece. Artık bir süre orada kalmıştı. Üçkağıt ona kılıç tutmasını öğretmişti ve içgüdüsel olarak kılıçlara yatkın olduğundan çabuk öğreniyordu. Soyundan gelen bir kılıç ve savaş yetenekleri vardı. Tek başına ava çıkıyordu artık. Üçkağıt’a borçlu hissettiğini düşünüp elinden geldiğince destek olmaya çalışıyordu. Geyik tavşan avlayıp yiyecek topluyordu. Hiç daha saldırgan yaratıklardan çıkmamıştı karşısına.

Sonra birgün yine avlanırken ormanda kayboldu. Baya uzaklaştığını ve geri nasıl döneceğini düşünerek etrafa bakınıyordu. Bir geyik gördü. Hemen yanındaki ağaca tırmandı ve geyiğin o taraftaki ağaçlara atlayarak gitti. Artık geyiğin tam üzerinde sayılırdı. Tam geyiği avlamak için pozisyonunu aldı. Atlayacaktı ki o sırada bir bağırma çığlık sesi geldi. Geyik kafasını kaldırdı sesin geldi yöne baktı. O sırada sessizliğini bozan Gece’yide gördü ve geyik kaçmak için hamle yaptı. Gece hemen üzerine atladı ama geyik oldukça çevik bir şekilde hemen uzaklaştı. Gecede başının üzerine düştü.

 

 Başının üzerine düşmüş ve geyiği kaçırmıştı. Sonra yine bir çığlık daha geldi. Fazla uzakta değildi. Huzurunu bozan bu kişinin ne halt ettiğini anlamak için bakmaya karar verdi. Ama bugün o ormanda kaybolması kaderinde büyük etkisi olacak ve belkide herşey onun için büyük bir sorun haline gelecekti.

*Yuğata : Ölüler diyarına verilen bu isimdir.

Bir cevap yazın